24 Mart 2013 Pazar

HAYATIMIZIN BİLİNMEYEN YÖNÜ:BİR ÇİFT AYAKKABI



Tam olarak tarihini hatırlamıyorum muhtemelen 13 Şubat 2013'tü. Uzun süredir konuşmadığımız ve zaman geçir(e)mediğimiz bir arkadaşımla vedalaşma anındaydık. Bana o esnada Aşık Veysel'in ayakkabı hikayesini bilip bilmediğimi sordu ve bilmediğimi söyleyince gülümseyerek o hikayeyi anlattı.Aşık Veysel eşinin komşu köyden birine aşık olup kaçmaya niyetlendiği gece tüm parasını karısının ayakkabısına koyarak bir de mektup yazar: "Bu kadar zaman bana baktın,kahrımı çektin,yemeğimi hazırladın. Hakkını helal et. Oralarda güçlük çekme biriktirdiğim tüm param burada."Karısı ayakkabısını aceleyle giyer ve sevdiği adamla kaçar yolda ayağı rahatsız olmuştur ve mola verdikleri kiliisede ayakkabısını çıkartınca mektubu okur ve parayı alır. Kilisedeki, gözleri olmayan İsa heykelleri ruhunu daraltır çünkü geride bıraktığı kör bir adam olan Aşık Veysel'i anımsar. Bu hikaye beni çok etkiledi.Arkadaşımla vedalaştıktan sonra hikayeyi internetten de aratırdım ve araştırma neticesinde bu kitabı buldum:BİR ÇİFT AYAKKABI-SUNAY AKIN

Sunay Akın'ın böylesine değişik bir konuyu canlı tanıklık edercesine birbirinden farklı sizi hayretlere düşürecek biçimde örneklerle anlatmasından etkilenmemek mümkün değil. Aşık Veysel'in hikayesi ile başlayan kitapta neler ve hangi hikayeler yok ki: Neil Amstrong ay fatihinin,ağırlık nedeniyle aya  ayak bastıktan sonra ayakkabılarını bırakması ve bunun astronotlar arasında adeta bir gelenek haline gelmesi...

Sultan Abdülaziz'in Fransa'yı ziyareti esnasında bir padişahın gayrimüslim toprağına sadece fetih için ayak basabileceğini ve söylentileri ortadan kaldırmak için ayakkabı tabnına ekstra bir astar kesilip dikilerek oraya İstanbul toprağı konması bu şekilde  Abdülaziz'in müslüman toprağına daima ayak basması...

Edebiyatımızın dram yönü kuvvetli yazarlarından olan Kemalettin Tuğcu'nun ayak kemiklerinde ciddi bir rahatsızlıkla dünyaya gelerek bir kırık çıkıkçadan medet uman ailesinin bacakları sarılı ve ağlayarak acısına dayanamadığını görünce babasının ayaklarındaki sargıları çözmesi yamuk ayakları olması ve yazarın bunu yıllar sonra :'Babamın acıma duygusu benim ömür boyu acı çekmeme sebep oldu.'demesi...

Şarlo tiplemesi ile tanıdığımız Charlie Chaplin'in çocukken çok farkir olduğu ve annesinin ayakkabılarını kulladığı bu yüzden küçük adımlarla yürüdüğü yıllar sonra bir sette komedi oynaması istenince kendi kostümlerini kendisi tasarlayarak büyük burunlu adımlarla çocukluğundaki gibi yürüyüp dünyaca ünlü bir tipleme sağlaması...

Sultan Abdülmecit döneminde ayakkabılarında insanların dinlerine göre renklere ayrıldığı ve sadece sarı renkteki ayakkabıların Müslümanlara özgü olduğu ve yeniçeri ağalarının sarı çizmeler giydiği ve meşhur Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'nın kökeni....Bununla birlikte Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde gelin ve damatların çeyiz hazırlığı aşamasında ayakkabıların ciddi anlamda önem  taşıması ve işini iyi yapamayan ayakkabıcıların ayakkabılarının bir dama atılmasıyla dilimize pelesenk olan meşhur deyim "pabucun dama atılması"...

Bir Galatasaray taraftarı olarak bahsetmeden geçemeyeceğim...Ali Sami Yen'in henüz yeni top koşturduğu evrelerde topunun yıpranmaması için kendi yeni ayakkabılarını topun etrafına yama yapması...

Kısacası insana bilmediği böylesine enteresan bir konuda farklı öğretiler sunan gerçekten okunmaya değer bir kitap olmuş...

Almak isteyenlere ve okumak isteyenlere tavsiye  ederim fiyatı gayet uygun ve sayfa sayısı bakımından da uygun bir kitap :)

SUNAY AKIN-BİR ÇİFT AYAKKABI-İŞ BANKASI YAYINLARI