30 Ocak 2013 Çarşamba

Ege'den Kareler...


Nedense Ege'nin İncisi denilince bu şehirden başka bir yer gelmez akla =İZMİR....
Boyozuyla,kumrusuyla,saat kulesiyle, martılarıyla, palmiyeleriyle, Kordon'uyla, Yalısı'yla, Asansör'den atılan güzel sahil manzarası bakışıyla,balığıyla ve sanırım kızlarıyla ünlü bir kent...

Ara sıra böyle yalnızları barındırır bağrında, ara sıra da sevgilileri, güzel hatunları, yakışıklı delikanlıları bir araya getirir.Ortalama bir Türkiye şehrinden sanatla  ilgilenme yüzdesi yüksek bir şehirdir. Devlet Opera ve Bale Binası, Şehir Tiyatroları (çok rağbet görmese de), Özel Tiyatrolar (özellikle Ahmet Adnan Saygun Sahnesi,Atatürk Kültür Merkezi, Sabancı Kültür Merkezi, Fransız Kültür Merkezi) daha çok rağbet görür.
Ama tabi ki bunlarla beraber dünyaca ünlü, ulusal ya da uluslararası konserler,olimpiyatlar, şenlikleri de bünyesinde barındıran renkli bir şehir. Etkinlik çıtasını yüksek tutan faktör sanıyorum ki; Kültür Park.


Ve öyle sanıyorum ki; İstanbul ne kadar martılarıyla ünlü olursa olsun  İzmir' deki martılar onlardan daha sakin ve uslular. En azından sadece  vapurdakilere poz verip,şımarmıyorlar. Usluca durup sahildeki insanların da onları karelemesine izin veriyorlar :)


İzmir'in en büyük zenginliği sanırım bünyesinde sadece martı değil güvercinleri de barındırıp, beslemesidir :)


Ege'deyseniz kesinlikle martılar,kuşlar,kızlar,manzaralar değil bitki örtüsüyle,güzel çiçekleri de gözlerinize şenlik sunar. Kışın nergisler,bahar geldiğinde sümbüller, bir de eksiksiz olan palmiyeler ve zakkumlar :)


Ve gün batımı karesi  ile veda ederim bir sonraki yazıya kadar...İzmir' e yolunuz düşerse bu manzaralara doya doya bakın....

"Bright Star" Bir John Keats Klasiği


Film,İngiliz  Edebiyatı'nın romantizm akımına en iyi örneği olan ve 25 yaşında veremden dolayı hayatını kaybeden John Keats'i anlatmaktadır. Biyografi seven ve romantizm dolu sanatsal filmlere meraklı izleyicilere hitap eden bir fim.Diğer türlü sıradan sinema izleyiciyseniz ve edebiyata ilginiz yoksa film sizi sıkabilir.
Keats'in şiirlerinden olan Bright Star yani dilimize olan çevirisiyle Parlak Yıldız filme adını vermiştir.Film in yapım yılı 2009'dur ülkemize bir sene sonra vizyona girmiş İngiltere,Avustralya,Fransa,Belçika ortak yapımı.

Keats,İngiltere yakınlarında yaşayan Brown ailesinin evinin yakınlarında arkadaşı Vales Browne ile beraber bir oda kiralamıştır.Ev sahipleri olan Browne ailesinin büyük kızı olan Fanny Browne şiire dair en ufak bir merakı yoktur.Terzidir ve dansa meraklıdır.Fanny Brown, John Keats'in bir şiiri olan Endomion şiirini okuyarak kelimelerin mükemmel uyum gösterebileceğini görüp,ilgilenmeye başlar. John Keats'in ruhuna dokunan şiirinden sonra ondan şiir dersi almaya başlar. Keats'in arkadaşı olan V.Browne bu durumla çok alay eder.Ve alayını bir adım ileri götürerek Fanny' e sevgililer günü kartı gönderir. Keats durumu öğrenince çok sinirlenir. Çünkü; Fanny'e aşık olmaya başlamıştır ve aşkı karşılıksız değildir.
Fanny'nin Keats ile olan aşkı saf,gerçek aşkı en güzel biçimde gözler önüne sermektedir. Dokunmadan sevmeyi,sadece ufak öpücükler beraberliğinde ortaya koyan bir aşk.Film boyunca safiyane aşkı birlikte yaptıkları dansla aralarında geçen konuşmalardan da anlıyoruz.Özellikle hastalığından dolayı İtalya'ya gitmek zorunda kalan John Keats gitmeden önce Fanny'nin saçından bir tutam keserek kitabının arasına koyduğu sahne,ve ayrılacakları esnada Keats ile sarılıp "Başka bir hayat olmalı,böyle bir acı için yaratılmış olamayız."demesi insanı duygulandırıyor.

Film ince ve detaylı noktaları da düşündüğü için bence romantizmin hakkını fazlasıyla veriyor. Keats ve Fanny dans sahnesinde bulunduğu kırda Fanny'nin küçük kız kardeşi kurumuş solgun yaprağı eline alarak "Burada sana yer yok" diyerek en uç noktaya atması,Keats'in ölüm haberini alan Fanny'nin ağlayarak yere yığılması ve çığlık atarak "Anne!Nefes alamıyorum." demesi göz dolduran sahnelerden.Keats'in İtalya'ya gitmeden önce annesinden kalan yüzüğü Fanny'nin parmağına takması ve Fanny'nin o yüzüğü ömür boyu parmağından çıkarmaması uyarlama olduğu halde insanı duygulandırıyor.
John Keats,romantizm akımı öncülerinden sayılan ve 25 yıllık hayatına sadece 3 kitap sığdıran  bir şair.
Fransız,İngiliz yapımı filmlere ilginiz varsa ve edebiyatla ilgileniyorsanız gerçekten güzel bir film.
Şimdiden iyi seyirler....