19 Aralık 2010 Pazar

Kronik Bencillik

Bencil???Kulağa ne kadar soğuk gelen bi kelimedir...Egoist,bencil,kendini düşünen...
Ben mi?Evet belki de kronik bir bencillik benimkisi...Öyle bir düzeydeyim ki;bağışıklık kazanmışım her türlü anti-bencillik içeren şeye karşı o yüzden hiç birşey işlemiyor artık bana.Eeee?Artık kronik bir bencilim.Ve bir o kadar ukala,şımarık,kendini beğenmiş...Ama napalım???Biz ben-ciller olmasak siz naparsınız?Hayatınız ne kadar sıkıcı geçer hiç düşündünüz mü?Aslında o kadar da bencil değilim sevgisine sahip olduğum tüm insanların sevgileri için onları mutlu etmeye de çaba sarf ederim.Ama bir yandan da hayatlarında ciddi bir yüzdelik dilim elde etme derdinde olurum.Bu yüzden 'kronik bencillik' diyorum sanırım.
Belki biraz da içerisinde yalnızlık barındıran bir duygudur bu.Ne yaparsan yap doymayacak olan sevgi açlığına bağlı olarak içinde arttığını sandığın ve ısrarla artış gösteren bir duygusuzluk.Can sıkıntısına da bağlı olarak durum acınası bir hal alıyor.
Ama güzel yanları da var hani.Kendi kendinize kalmaya alışıyorsunuz.Kendi kendinize yetmeyi öğreniyorsunuz.Ve güçlü olmayı öğreniyorsunuz.Kendimden başka kimseyi umruma takmam ben diyorsunuz.Kolay kolay da yıkılmam hani...O derece sağlam bi kaya oluverdim ben bu bencilliğim sayesinde.
Sonuç itibariyle tamam herşeyin fazlası kötüdür fakat bu bencillik olayı alengirli yahu ....Ya ben kendimi ayrı kategorizelendiremediğimden ya da bencillere haksızlık yapmamak için böyle deyip duruyorum...
Ama yine de dozunu aşmamak lazım ....'kronikleşmeye başlayan veya kronik olan bencilliğimizin'...

15 Ekim 2010 Cuma

Geri Dönüşüm Kutusu

Başlamak kolaydır yani...bir nevi bitirmek te kolaydır....En zoru geriye dönmek ve kabullenmektir sanırım...Geri dönüşüm kutusu olsa hayatımızın ne tuhaf olurdu değil mi?Sildiğimiz ama aynı zamanda geri istediğimiz veya o an bi sinirle silip daha sonra tekrar istediğimiz şeyleri bi tıkla hayatımıza yeniden koysak....Bilgilerimizi güncelleyerekten..:)
Ben bir hata yaptım veya yaptığımı kabullendim...Benim hayatımda bir geri dönüşüm kutum yok...Ama beni affedebilecek ve geri dönüşümünü kendi kabullenecek güzellikte bir tanecik insan var....Varlığından çok memnunum ama bazen onu ne kadar sevdiğimi hatırlamam veya tekrarlamam gerekiyor....Cd leri kurcalıyorum onun için yaptığım çekimleri izliyorum...Gözlerimin gülerken,nefesimin heyecandan kesildiği zamanlar oluyor(muş).
İşte dediğim gibi bazen hatırlamak gerekiyor ve hatırlamak gerekiyor ki bu güzel hayatı onunla geçirmeyi düşününce mutlu oluyorsun.
Hayatıma girdi beni mutlu ettii...Zor zamanları atlatmamda yardım etti.Ve bazen çıkardı beni hayatından bazende ben ittim istemediğimi düşündüm hayatımda onu...Ama olmadı katlanamadık dayanamadık birbirimizi öyle kabullendik ki oksijen ve karbondioksit gibiyiz...Biz birbirimize muhtacız....İnanıyorum ki;bu son nefesimize kadar bu kadar şahane olacak....
Ve şimdi olmayan ama bi anda olsa umut edip olduğuna inandığıım geri dönüşüm kutuma teşekkür ederim:)
Birtanecik soğuk nevalemi geri getirdiği için....

11 Ağustos 2010 Çarşamba

AŞK

Tek hecelik bir kelime...Yüzyıllardır uğruna kanlar dökülen...anlaşılması için efsaneler yaratılan,destanlar yazılan,belki de savaşlar yapılan,Dünya nın belki de yaratılışından beridir süregelen duygu....Birçok kavramı,duyguyu,adeta herşeyi içinde barındıran duygu...'AŞK!'haykırdığında bile insanı farklı yerlere sürükleyen iliklerinde başka bir haz yaratan tuhaf ve mutlaka her insanın hayatında en az bir kere tatması gereken şey...
Kalbine gelip bir payitaht kurduğunda gıkın çıkmadığı,ama gittiğinde ve o taht yerle bir edildiğinde o yıkılışı başka hiç bir şeyin yaratmadığı gibi hissettiren bir his...Anlatılması en güç şeydir bence...
İki kişi arasında gerçekleşirken günümüzde veya belki de geçmişte dahi 'aşk üçgeni'gibi ironiler oluşmuştur...Aslında bence 2 kişilik değildir aşk....Sonunda tek bir kişi olabilmektir aşk...Belki de bu yüzden herkes aşık olduğunu zanneder...Sanki bu kadar kolay ve ucuz bir his...
Sanki herkes birer Leyla-Mecnun veya Romeo-Juliet olmadı ne biliyim Yusuf-Züleyha olabileceğini iddia eder...
Ama aslına bakarsanız günümüzde iki bakışla veya sanal bir ortamdan hemen 'Ay!Ben aşık oldum galiba!'demekle olmaz bu his....O kadar mı düştün sen ayaklar altına?Ey Aşk!
Uğruna destanlar yazıldı senin için...En azından eskiden değerdin,değerliydin!Her şey gibi senide mi eskittik biz insan ırkı?
'Gamzedeyim deva bulmam,garibim bir yuva kurmam 'diyen mısralar yazmışlar senin kapsadığın ruh haline girince insanlar.Şimdi mi?Şimdi diyorum ya...Senin de değerini düşürme peşinde insanlar.Ey Aşk!
Artık savaşmıyor kimse aşkı için...Kimse kalkıpta dağları delmiyor.Ne biliyim kimse bir yerden bir yere gitmiyor...Ağızlarda tekerleme haline gelmiş gibi öğrenmişler bir'SENİ SEVİYORUM!' demeyi...
Tamam seviyorsun,hatta o kutsal ruh haline sahip olduğunu yani aşık olduğunu iddia ediyorsun da;ne yapıyorsun aşk için?ya da aşkın için?
Ben de öyleyimdir belki...bende hiçbir şey yapmayan ve bencilce aşığım diye ortalarda dolanan günümüz insanındanımdır bende...Kim bilir?
Ama bildiğim tek şey var Aşk.Seni arıyorum....Eskisiyle-yeni versiyonla...Mozaik bir halinle...Adeta karma bir halde herşeyi barındıran bir aşk.Leyla-Mecnun,Ferhat-Şirin,Romeo-Juliet,Yusuf-Züleyha....Karma....Karman çorman....
Ama arıyorum aşk....Geleceksin bir gün karşıma çıkacaksın biliyorum....
En kısa zamanda rastlamamız dileğiyle AŞK....

9 Ağustos 2010 Pazartesi

İSTANBUL UMA(1)

İstanbul...Adınla başladım...Adın çıktı bir ağzımdan sustum...Üstüne bir laf daha söylemeliyim?Sevgilinin adı çıktı ağzımdan bir kere...Üstüne bir kelam daha etmeliyim?Biliyorum sevdalın çok,peşinde koşan çok...'Ya benim olacaksın ya da benim olacaksın!'diyeninde çok be İstanbul?Bende bunlardan mıyım acep diye düşündüm.Cevaplayamadım soruları...
Tek bildiğim aşığıım sana...Şöyle bir baktığında nazlı bir kadın gibi duruşuna...Asaletine...Mozaiklerin hepsini içinde barındırmana...Efsanelerine...En çok gün batımına Boğaz'dan esen hafif rüzgarınla...Hani bir de vapurdaysan arkandan kovalayan martılarına...Nasıl bir aşktır bu?Nasıl bir sevdadır?
Suskunluğunu seviyorum...Hüznü de mutluluğu da aynı anda barındırışını da seviyorum...Öyle seviyorum ki aslında kelimeler kifayetsiz kalıyor bana...Anlatamıyorum....Boğazımda düğüm oluyorsun...
Kavuşacak mıyız?Bilmiyorum İstanbul um?Ama inanıyorum...Bir gün hasretimiz dinecek doya doya yaşayacağım seninle hayatımı....Bıktırmayacağım seni emin ol....Kucağında bir yer aç bana sadece...Onlarca sevgilin var görüyorum belki çok şey istiyorum senden...Ama bana da bir yer açıver az ya da çok....Var ya da yok...
Kokunu içime çekmek istiyorum...Karşına çıkıp haykırmak istiyorum bir kere'İstanbul um!' diye....'Ben geldim bak!'diye...Diyorum ya....Geleceğim bir gün ama ne zaman diye sorma bana?Er ya da geç...
Sadece zaman ne zaman uygun görürse?Ama üzülme sakın çok bekletmem seni ey sevgili...Hem zaten bekletsem dahi zaman benim sana olan sevdamın ateşini artırır sadece....İçimdeki olan duygular bir radde daha kuvvetlenir İstanbul um...
Bekle....Seviyorum seni İstanbul um!