22 Şubat 2013 Cuma

ANLATMASI "UZUN HİKAYE"


Film vizyona geçen sene girdi fakat ben bir türlü doğru zamanlamayı tutturamadım filme gitmek için...Ancak yeni izleyebildim. Geç mi kaldım bilmiyorum fakat senaryosu uyarlama olduğu  için Mustafa Kutlu'nun aynı adlı eseri olan Uzun Hikaye  kitabını yıllar öncesinde neredeyse rahat 11 sene öncesinde okumuştum ve ara ara da tazelemiştim. Filmin konusuna aşinaydım yani...

Film;2011 senesinde Osman Sınav yönetmeliğinde ve Yiğit Güralp'ın uyarlamasıyla asıl hikayeden sapmadan üzerinde fazla da oynanmadan gayet güzel biçimde izleyici ile buluşmuş. Benim gibi uzun zamandır şöyle tam tadında Türk filmi izlemeyenlere göre...Hasret çektiğimiz buram buram sinema tadında bir film.Oyuncu listesindeki en ufak rol için bile kıymetdar oyuncuların bulunması izlenmesi içinözel kabul sağlıyor. Kimler yok ki başroller zaten iyi ; Kenan İmirzalıoğlu,Tuğçe Kazaz, Zafer Alagöz, Güven Kıraç, Mustafa Alabora, Altan Erkekli, Cihat Tamer, Mahir Günşıray, Cengiz Bozkurt, Damla Sönmez, Erkan Avcı, Ushan Çakır, Mustafa Üstündağ ve adını sayamadığım daha niceleri...

Filmin konusuna gelince...Hikaye kitabını okuduysanız eğer aynısı diyeceğim boyutta bir film olmuş.
Bulgaristan'dan dedesi Pehlivan Süleyman ile kaçan Bulgaryalı Ali'nin hayat hikayesidir filmin konusu. Bulgaryalı Ali dedesi ile İstanbul'da Eyüp'e yerleşir. Burada yazlık sinema işleten kabadayı abileri tarafından korunan Münire'ye vurulur. Sevdası tek taraflı değildir. Kızı Ali'ye vermeyince askerden dönen Ali zulme razı gelemez ve Münire'yi de alıp kaçırır, evlenirler ve bir oğulları olur Mustafa adında. Mustafa annesi ve babasının sevdasının çatısı altında büyür. Tren istasyonlarında başlayan sevda aynı biçimde son bulur.


Münire'nin ikinci hamileliğinde hastahaneye yetişemezler ve aşırı kan kaybından biricik sevdasından kopmak zorunda kalır Ali ve yeniden yollara vurur kendini. Gözüyaşlı bir babanın çaresizliğini gayet güzel biçimde gözler önüne seriyorlar bu sahnede.


Oğlu Mustafa'nın ilk ve orta öğrenimi tamamlandıktan sonra en son Hanyeri kasabasına yerleşirler ve bir kitapçı dükkanı açarak artık buranın onlar için son istasyon olduğuna söz verirler. Lakin Ali'nin sıfatı haline gelen Sosyalist kelimesi başına iş açacaktır. Sosyalist kelimesinden çok dürüstlüğü,eşitliği ve inandığı hak-adalet olgusu zaten onu barındıramıyordur hiç bir yerde. Karısının hatıratı olarak bir elinde küpe çiçeği, diğerinde  saka kuşu ve bir mızıkası ile daktilosu da yoldaşı olmuştur nereye giderse.

Hanyeri'nde artık bişeyleri oturtuyorlardır. Oğlu Mustafa evleneceği kızı, tıpkı annesi gibi lepiska saçlı olan savcının kızı olan Ayla'yı görür ve vurulur adeta. Savcı bu sevdadan haberdar olunca kan beynine sıçrar ve uyarmak için kitapçıya gider Mustafa'yı tek yakaladığı için üzerine yürüyecektir fakat Ali oğlunun arkasında beliriverip korur. Aşkını babası ve annesinden gördüğü usulde haykırmaya layık gören Mustafa tıpkı kitapta yazdığı gibi bir balona binerek Ayla'nın evinin bahçesinde gökyüzünden gül yaprakları saçar.Ve filmin bana göre en güzel sahnelerinden biriydi.


Ali'nin yazılarını düzenli olarak yazdığı Hanyeri gazetesinde son makalesi epey tepki alır ve savcı tarafından dava edilir. Gazeteye yazı yazmasında oğlu Mustafa teşvik eder onu en çok.



Fakat particilikten bahsettiği bu yazı hakim tarafından mahkemede yargılanmasına ve tutukluluk halini berberinde getirir. Artık hayat herkes için zorlaşmıştır. En çokta Mustafa için...Ne babası yanındadır ne de sevdiği kız Ayla...Babasının destanı gibi destan yazmak ister Ayla'ya haber salar kaçalım diye ama Ayla 'Hayır' der...Artık kasaba da kalmak ona eziyettir. Tüm olanları babasına anlatır. Ve filmin en güzel, en isabetli nasihat sahnesidir bana göre bu sahne. Bulgaryalı Ali oğluna nasihat eder kızı da alıp kaçmasını söyler ve Mustafa ikna eder Ayla'yı kaçırır gazetelere manşet olur filmimiz final yapar :)

Filmin kavuşma sahnesi asıl eserde bulunmamaktadır fakat buna rağmen güzel olmuş. Yer yer neşeli, yer yer hüzünlü tam bir Türk filmi olmuş. Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Bence 10/8'lik ve alkışlanmaya değer bir film olmuş...

Şimdiden herkese iyi seyirler...